2 Temmuz 2009 Perşembe

PR ile tanışmak


Hiç bir bilgim yoktu, halkla ilşkilermiş, iletişimmiş, bana uzak kavramlardı bunlar hep. Hiç bir zaman da ilerisi için bu alanda bi kariyer hedeflemeyi düşünmemiştim zaten.


Ve şuan, bu kadar hevesli ve istekli bir şekilde "kesinlikle, evet işte bu olmalı." dediğim bir anda da, "neden buradayım?" sorusunu hala soruyorum kendime ve cevaplarını veriyorum tek tek, üşenmeden. Çok nedenim var kendimce, ve PR ile tanışmam da, bir kaç olayın birbirini tamamlamasıyla gelişti. Şans faktörü de devrede tabi her zamanki gibi.

Evet aslında işletme bölümünde okurken iletişim hakkında çok fazla bir bilgi birikimine sahip olamıyorsunuz ne yazık ki. Tamam belki her şeyden bir parça anlıyorsunuz ama uzmanlaşamıyorsunuz. Zaten bu da kariyerinizi kendinizin çizmesi gibi bi sorumluluk yüklüyor omuzlarınıza.

İşte bu kariyer ve gelecek kaygısı yaşadığım zamanlarda, ve güçlü rekabetin huzursuzluk verdiği bir ülkede de yaşadığımın farkında olduğumundan, fazla kendimi yıpratır olmuş ve seminer, eğitim, konferans ve kongre peşinde koşmaktan bitkin düşmüştüm ki, bir arkadaşımın yoğun ısrarı sonucu SAP Danışmanlığı ile ilgili bir seminere daha katıldım. Evet şimdi nereden geldik buraya ne alakası var şimdi SAP ile halkla ilşkilerin diye sormazlar mı bana? Doğru tabi, biraz uzun ama kesinlikle saçma da olsa bir ilgisi olduğu konusunda sizi temin ederim. İşte o seminere bütün bi günümü ayırdıktan sonra, ayrılırken o kadar etkilenmiştim ki, heyecanla "ben bu işi yapmalıyım kesinlikle" demiştim. Zira çalışma şartları olsun, kariyer imkanı ve pazardaki ihtiyaç olsun, sanki benim için yaratılmıştı bu sektör ve iş tanımı.
Daha sonra hiç durmadan bu işin üzerine düşmeye, tanıdıklardan bu sektörün içinde olanları sık sık rahatsız etmeye ve tabiki internetten bu konuyla ilgili yoğun bir araştırma sürecine girdim.
Bu araştırmalar sonucunda benim aslında etkilendiğim şeyin SAP olmadığını farkettim. İstadiğim şeyin danışmanlık yapmak olduğuna karar verdim ve sonra Google arama motorundan karşıma tabi ki bir çok farklı danışmanlık kolu daha çıktı. Bunlardan en sık karşılaşılan ki siz de tahmin edersiniz insan kaynaklarıydı. Hayır hayır, insan kaynaklarına karşı hala bir soğuk tarafım var, onunla aramdaki buzları eritmiyorum. İyi böle serin serin.
O bu şu derken, sonunda halkla ilşkiler ve iletişim danışmanlıklarına varabildim. Okudum da okudum, saatlerce günlerce baktım o neymiş bu neymiş, hatta hemen bir staj ayarlıyım dedim, dedim ama maalesef işletme okuyor olmam buna mani oldu. Türkiye'de her yıl 76 üniversitenin iletişim bölümünden binlerce öğrenci mezun olduğunu düşünürsek ve şuan okumakta olan ve iletişimle ilgili uzun bir eğitim sürecinden geçmiş, çizgisi belli 100 civarı öğrenci arasından beni seçme olasılıkları 1%den bile daha düşüktü. Birşeyler yapılmalıydı ya da ben yapacaktım. Sonuçta bir karar verdim, madem ki bu kadar çok istiyorum, ben de kendimi bu konuda yetiştirim ki o zaman.
Ve sonra bir arkadaşıma daha danışmamla, sosyal medya kavramından haberdar oldum, ki friendfeed ile tanışmam bu döneme tekabül eder. Bana sorarsanız hayatım değişti, çünkü hayatıma bu kısa dönemde o kadar çok kavram girdi ki. Evet istediğimde bu; yani öğrenip, kendimi geliştirmek. Bir blog sahibi olayım, anlatıyım da anlatıyım, okuyup araştırıp paylaşayım, işin suyunu çıkarayım, sölesenize bi insan daha ne ister...


Merhaba PR, Nasılsın İletişim, Hoşgeldin Danışmanlık.

1 yorum: